GDOL'den Notlar


GDOL, Türkiye'nin bu büyüklükteki ilk Internet etkinliği. Doğan Online tarafından düzenlendi. DOL'un başına G'yiekleyip; do it onliners generation demeleri; hem günün konseptini açıklıyor, hem de pazarlamacılarının işi iyi bildiğini gösteriyor. Zaten konuşmacıların özenle seçimi bir yana, Serdar Kuzuloğlu'nun esprilerinden, dönen sahneye, arada çalan müziklere, Haliç Kongre Merkezi'nin güzel manzarasına kadar her şeyiyle dört dörtlük bir etkinlikti. Her ne kadar Internet'ten online gösterilse de, bu yıl katılmayanlar çok şey kaçırdılar. Program ve konuşmacıları merak ediyorsanız gdol u tıklayabilirsiniz. Ben kısa kısa bazı notlar aktaracağım. Ancak bunlar buzdağının görünen kesiminin bir kısmı.Online yaşıyor ya da yaşayanları anlamak istiyorsanız, sunum videolarını buradanyakında izleyebilirsiniz.

GDOL'den kısa kısa:

- Program çok doluydu. Sosyal medyacılar, futüristler, reklamcılar, iş adamları, nöromarketingciler...Konunun hem geniş bir perspektiften ele alınması, hem de trendlerin önümüze gelmesi iyiydi. (Nedense tek PR'cıları dışarıda bırakmışlar.)

- Bir ara Türkiye'de olduğumu unutup; kendimi yeniden Amerika'da sandım.Yabancı konuşmacılar ağırlıktaydı.

- ''Apple, facebook, google ve amazon hayatlarımızı gerçekten değiştirdi mi? Onların yaptığını diğer markalar da sunmuyor muydu'' sorularıyla güne başladık. Cevap bu dört markanın duygulara hitap ederek, farklılaştığı oldu. İnsanlar Apple'ın zil sesine,
sevdikleri birinin sesine verdikleri tepkiyi gösteriyormuş.

- Uzmanlığı gelecek bilimi üzerine olan Prof.David Passig'i takip e
deceğim bundan sonra. İnsanın zaman ve mekanla kısıtlanmaya olan başkaldırısı üzerinde durdu. Düşünce kalıplarımızın kırılmasını seviyorum. Zaman ve mekanın, iki boyutun ötesi?

- Brian Solis ''liderlik kazanılır, bu noktada bizim yeni liderl
er ihtiyacımız var'' dediğinde ''evet, evet'' diyip, ayağa kalkıp alkışlamak istedim. Sunumu şu eksendeydi:


- Bloggerların babası, Mashable'ın baş editörü Adam Ostrow da vardı.2012'te online ve offline satın alımlarının %53'ünün webden etkileneceğini söyled
i ve sosyal medyanın gücü üzerinde durdu. Ostrow sermayesiz hayal perestlere de umut ışığı yaktı ve küçük şirketlerin büyüyebileceği mesajını verdi.

- Fuayedeki standlar arasında da Evmanya'nınki dikkat çekiyordu. evmanya.com sevimli bir oda kurmuş. Internet'ten mobilya mı alınır diyenler çok yanılıyor. Bence geleceği çok açık.

- Paylaşma ekonomisi ilgi çekici bir tanım.İngiltere'de insanlar arabalarını kiralayarak ayda 500-700 Pound kazanıyorlarmış.

- Arabamız varsa, bunu kullanmak zamanımızın %8'ini alıyormuş. ''Kullanılmayan değer'' deniyor. Lisa Gansky'nin ''eğer bir değeri kullanmıyorsanız o değer değil israftır'' sözü hayatıma yön verecek.

- Koca dünyada sadece 6 tane arama motoru varmış.Seznam Kore'de, Yandex Rusya'da gibi yerellerle birlikte hem de.Google almış başını gitmiş.

- İnsanlar insanları takip etmeyi seviyor, çünkü duygularına daha yakın. Internet'te sporcular takımlardan daha çok takip ediliyormuş.

- Justin Bieber'in Youtube'a video koyarak ünlenmiş olduğunu öğrendim. (NY'ta adım başı herkesin videosunu çekmesinin nedeni bu olabilir mi?)

- Serdar Erener de ''gelecek videoda'' dedi. Daha önce Marka Konferansları'nda dinlemiştim kendisini. Jingle'ın öneminden bahsetmişti. Bunda da müzik üzerinde durdu.

- Karikatürüst Erdil Yaşaroğlu da vardı konuşmacılar arasında.Hem güldürdü, hem bizim hep birlikte biri oluşturduğumuza değinip felsefe yaptı, hem de dijital nesli anlamamıza yardımcı oldu.Tek bir tanıma sığdırılamıyor online nesil, çok çeşitli.(GLOL de iyiydi.)

- Mudo'nun yaratıcısı Mustafa Taviloğlu harikaydı.Offliner olduğunu söylese de, vizyonuyla, esprili yakalaşımıyla yakaladı hepimizi. Internet'te indirimli satış yapan sitelerle rekabete hazırlıklı, belli ki. Mağazacılıkta en önemli şeyin yer olduğu görüşüne de ''zurnanın son deliği'' dedi.

-Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane'nin de hem defterine, hem de IPhone'una not alan, arada kalan nesilden olduğunu söylemesi de iyi bir gözlemdi. Koltuklara da not almamız için defter-kalem bırakılmıştı, ancak katılımcıların çoğunun IPadleri vardı doğal olarak.

- Yine bu konuyla ilgili olarak kalem tutan kuşak zili işaret parmağıyla çalıyor, SMS yazmaya alışık dijital kuşaksa baş parmağıyla.

- Fatoş Karahasan'ı ilk kez izleme fırsatım oldu. Pazarlama iletişimine bilgiye dayalı bir yaklaşım getiriyor. Yazılarını severek takip ediyordum.Gördüğüme sevindim.

- Güne Serdar Kuzuloğlu'nun şu örneğiyle başlamıştık: Coca Cola CEO'su Muhtar Kent üst düzey yöneticilerine maaşlarını nakitle ödetmiş. Parayı unuttular, ellerinde tutsunlar, hissetsinler diye.Günün sonuna doğru BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Genel Müdürü'nü dinledik.Amaçları herkesin kredi kartı kullanması, naktin önüne geçilmesiymiş.Bu tezatlar hayata zenginlik katıyor değil mi?

- Takip ettiniz mi bilmiyorum ama Doğan Online'ın CEO'su Yenal Gökyıldırım oldu. Philips'in uluslararası operasyonlarında yükselmiş, Türkiye'nin en başarılı yöneticilerinden birisiydi.Yurda dönüşünün etkisini göstermeye başladığı bu etkinlikten de belli oluyor.

- Meslek hastalığı olsa gerek, insanlar sahneye, konuşmacılara bakarken ben sponsorların yazdığı panoya bakarım ilk. Sponsorlar az mı, çok mu diye yorum yapamayacağım.İlk kez düzenlenen bir etkinlik için sayıları normaldi. Ancak GDOL o kadar iyiydi ki, pazarlamaya liderlik eden pek çok markanın orada olmaması, dijitalin öneminin farkında değiller mi, bu konuşmacıların kimler olduğunu bilmiyorlar mı sorusunu getirdi aklıma.1 milyonun üzerinde tweetlenen bir etkinliği kaçırdılar.

- Etkinlik açısından döner sahne yaratıcı ve eğlenceliydi de. Kürsünün artık hayatımızdan tamamen çıkması gerektiğini düşünüyorum. Red room ilgi çekiciydi. Bu etkinlik büyüyeceğe benziyor.Gelecekte sponsorların desteğiyle red room da Adriana Lima gibi isimleri de görürüz herhalde. Aralarda çalan müziğe de değinmek gerek. (Hyper'ın Set Fire to me) . Bu kadar konuşmacı, ses&ışık, döner sahne...Millet sandviçlere takıldı iyi mi?Bir iş görüşmesine gitmek için arada çıktığımdan sandviçleri de, maalesef bazı konuşmaları kaçırmak zorunda kaldım.Benim yazamadıklarıma buradan ulaşabilirsiniz.

Bana iş görüşmelerinde sık sık neden Amerika'da kalmadığım, Türkiye'ye döndüğüm soruluyor. Ben de kariyer, buradaki çevrem vb cevaplar veriyorum.Yine aynı soru geldi ve benim ağzımda gevelediğim benzer cevaplar... Görüşme sonrası GDOL'e geri döndüm ve o ana kadar net olarak bilemediğim cevap berraklık kazandı. EURO RSCG'den George Gallete ''not in sight, not in mind'' diyordu sahnede. Bizde de ''gözden ırak, gönülden ırak'' derler. Farkı ''mind''ın daha çok akıl anlamında kullanılıyor olması.Kalp heart olarak çevrilebilir, ancak gönülün çevirisi yok İngilizce'de. Anladım ki; ben o gönül uğruna Türkiye'ye döndüm.

Batıdan gelen akıl insanları gün boyu bize yeni, online yaşayan nesli anlattılar, ''duygusal bağ kurun'' dediler. Biz gönül insanlarının aklında neler kaldı? Artık hayatın eskisi gibi olmayacağı, Internet'in ticareti de, yaşam tarzımızı da topyekün değiştirdini anladık.Twitter'da bir ara Serdar Erener trend oldu, belli ki sözleri insanlara ulaştı.O da aklın duyguyla çalıştığını söyledi. Brian Sollis ve Adam Ostrow twitter'daki yorumlara göre öne çıktılar. Mustafa Taviloğlu samimi bulundu ve o döner sahneye çıkmaya imrenmeyen kalmadı.

Ve Serdar Kuzuloğlu kocaman bir alkışı hak etti.


Ekler:

GDOL'le ilgili yazılmış köşe yazılarından:

- Fatoş Karahasan - Dünyaya ''Yeni Normal'' Hakim Oluyor
- Melis Alphan - Yeni Normal
- Ali Atıf Bir - Online Nesil Ne Durumda?
GDOL'den Notlar GDOL'den Notlar Reviewed by Arzu Pınar on Nisan 05, 2012 Rating: 5

3 yorum

Adsız dedi ki...

Bizimle paylastiginicin tesekkurler Arzucum, cok ilgi cekici gercekten. Turkiyede Boyle etkinlikler duzenleniyor, daha Fransada hic tanik olmadim. Bu da turkiye nin ne kadar buyuk bir pazar oldugunu gosteriyor. Dilek.

Arzu Pınar dedi ki...

Rica ederim ne demek. Gercekten iyi bir etkinlikti.Yurt dışından gelnler bile şaşırdı.Biz Internet kullanımında zaten en yükseklerdeyiz.İş dünyası da trendleri iyi takip ediyor, sonucu bu gibi etkinlikler oluyor işte.

Arzu Pınar dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.