The Reader

Pazar günü, arkadaşlarla birlikte izlediğimiz Reader bayağı etkileyici bir film. Başları yatakta geçiyor. "Kate Winslet ödül almak için fazla yorulmamış, soyunmuş sadece" diyerek, geyik yaptığımız filmin devamı bizi sıkı benzetti. Rol yapma yetenekleri bir yana, senaryonun damardan oluşu başka yana, kesinlikle tavsiye ediyorum bu filmi. O kadar gerçekçi oynamışlar ki, Almanya'da geçen filmin Almanca olmaması beni rahatsız bile etti.

16 yaşındaki bir çocuk, cinsel hayatına kendinden 20 yaş büyük bir kadınla başlarsa ne olur? Bu kadını daha sonra bir duruşmada, sanık koltuğunda görecek. Kadının insani değerlere olan uzaklığı, düz mantığı ile afallayacak, ama hiç bir zaman unutamadığı aşkına ne kadar uzak kalabilecek?

Film fragmanı gibi yazsam da, filmin konusunu daha fazla ipucu vererek anlatmak istemiyorum. Yine de aman, kendimizden çok küçüklere özel dersler vereceksek, sorumluluğumuzu bilelim diyorum. Hoş bunu daha çok erkekler yapıyor, kadınlar yeni yeni başladı, ama önümüzdeki günlerde çok yaygınlaşacağına eminim. Yeni trend genç, erkek sevgili yönünde.

Bu arada filmin sadece genç erkek, kendinden büyük kadın ilişkisini işlediğini sanmayın. Geri planında savaş var, ön planındaysa suç, gurur, kitaplar var. Var da var. Filmle ilgili daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler için; web sitesi http://www.thereader-movie.com/ . Film 5 daldan Oscar'a aday.
The Reader The Reader Reviewed by Arzu Pınar on Şubat 18, 2009 Rating: 5

7 yorum

Adsız dedi ki...

A aaaaaa ....Recep ivedik dururken böyle manasız filimler seyredilir mi hiç :)))

Adsız dedi ki...

:) recep ivedik, halkımızın ekrandaki yüzü.onlardan o kadar çok görüyorum ki, bir de para verip sinemada görmeme gerek kalmadı.

ABİ dedi ki...

izlenecektir.:)

Adsız dedi ki...

:)merhaba abi. nasılsın, nasıl gidiyor?

Demet dedi ki...

Pazar günüme seçtiğim film buydu :) Daha bir ağzım sulandı şimdi. Bir de ben Kate Winslet'ı seviyorum yahu :)

Arzu Pınar dedi ki...

:) çok yetenekli kadın. güzelliği rollerin önüne geçmiyor da üstelik. zevkli pazarlar.

Adsız dedi ki...

Recep İvedik dediniz de bakın aklıma ne geldi. Ben tarih öğretmeniyim. Geçen gün 12. sınıfların dersinde Mahatma Gandhi'den sözederken akraba olmadıklarını vurgulamak için İndira Gandhi'den de söz ettim.Öğrenciler gülmeye başladılar, anlayamadım neye güldüklerini. İndira Gandhi'nin hırsızlık yapmak olduğunu söylediler.Ben tabi şaşkınlıkla İndira Gandhi'nin kim olduğunu anlatmaya çalışırken öğrenciler bana şu soruyu sordular: İndira Gandhi bir insan mı? Bu tabirin Recep İvedik filmlerinde "yürütmek" anlamında kullanıldığını söylediler ve Recep İvedik'i hiç izlemediğim için de beni ayıplayıp, şiddetle kınadılar.Bir eğitimci olarak kendimi en çaresiz hissettiğim andı sanırım.Ah Arzu Hanımcım, benim öğrencilerim de mi öyle olacak, ya verdiğimiz emek heba olursa?