Yolun açık olsun

Üniversitede bahçede yürüyorduk bir arkadaşımla. Bir yandan da konuşuyorduk, konu nasıl iş bulacağımızdı. Bedavaya staj yapmıştık ama iş ayrı bir konuydu, tecrübemiz yoktu. Arkamızda okulun en sevdiğim hocası varmış, konuşmamızı duymuş, bir arkadaşı reklam ajansı açmış. Bana ismini verdi, onun refaransıyla gittim görüşmeye. Metin yazarı olmak istiyordum ama herhalde eline yüzüne bakılır bir kız olduğumdan, pek te entellektül, hafif bunalım ve cin gibi bir tipim olmadığından beni müşteri temsilcisi yaptılar. Hatırlıyorum da utanmadan maaş pazarlığı bile yapmıştım. "Aaa o kadar ücret az, o zaman part time çalışayım" demiştim, öyle anlaşmıştık. Sonra benim part time ilk günden itibaren full time olmuştu, maaşımı da altı misline kadar çıkarmışlardı. :)) Güzel günlermiş...

İlk işimi Ünsal Hoca sayesinde bulmuştum. Ünsan Oskay, Türkiye'nin en meşhur sosyologlarından. Benimse gönlüme girmiş çok az sayıda hocadan birisi. Otoriteyi, birilerinin bana ahkam kesmesini, didaktik tavırları sevemiyorum. Ondan dolayı öğretim kadrosuna hiç yakın durmadım, not için pazarlıklar yapmadım, hocaları övmedim, hatta çoğunu dinlemedim bile. Saygı duyduklarım dışında. Onların her dediğini not aldım, okumamız için önerdikleri kitapları alıp okudum. Ünsal Hoca John Berger'in Görme Biçimleri'ni önerirdi mesela, hala aklımda.

Ünsal Hoca'yı kaybettik dün. İletişim Fakültesi'ndeki derslerine doydum dersem yalan olur. Keşke açık üniversite olsa da, biz de böyle değerli kişilerin derslerine ömür boyu devam etsek derdim ara sıra. Televizyonda bazı programlarda görüyordum son yıllarda, onlarla idare etmeye çalışıyordum. Bize sosyolojiyi Türkan Şoray'ın kirpikleriyle, kendi anılarıyla öğretmişti. Sevdirmişti.

Değer yaratan yaşamların sonlarına üzülmüyorum aslında. Pek çok yüreğe dokunmak, beyinlere ışık saçmak, aydınlatmak. Kaç kişiye nasip olur? Ölümün son olduğunu da düşünmüyorum. Bir yolculuk yaşamla, ölüm.Biri görünür, diğeri zahir.Ya da tam tersi.
Yolun açık olsun Ünsal Hoca. Seni özleyeceğiz.
Yolun açık olsun Yolun açık olsun Reviewed by Arzu Pınar on Ekim 18, 2009 Rating: 5

6 yorum

beenmaya dedi ki...

cumadan beri seminer nedeniyle şehir dışındaydın. iş dışında hiçbir şeye bakamadım ilgilenemedim. ve şimdi senden öğrendim bir değerli hocamızı daha kaybettiğimizi...

başımız sağolsun...

sufi dedi ki...

Değer üreten, ışık tutan, bakmayı değil de görmeyi öğretenlerin gittikleri öz kaynaklarından yeni formlarla daha aydınlık geri dönüşlerini dileyelim tanrıdan.Sevgilerimle.

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Ne güzel bir veda yazısı yazmışsınız hocanıza.
Elinize saplık.
Sevgiler

Arzu Pınar dedi ki...

:) teşekkürler. Allah rahmet eylesin.

ABİ dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
ABİ dedi ki...

bir gün öğrencilere söylediği "Bugün aklımın balkonundayım" lafını accaip sevmiştim.

Huzurla...