İlk Laundry Macerası
Facebook'ta bir "ilk ne zaman" geyiği dönüyor. 12, 14 yazanlara pek inandığımı söyleyemeyeceğim. 30+ yazacaktım geçende, ama bu soruya cevapmış gibi anlaşılacağından çekinip yazmadım. Benim 30+ la kastım, hayatımda ilk kez "laundry" ye gittiğim yaş. "Artısı nedir" diye sormazsanız sevinirim, hazır şu sıralar herkes 20'lerinde gösterdiğimi söylerken, biraz bunun keyfine varmak istiyorum.
Zamanla alışılır belki ama ilk başlarda bana çok zahmetli geldi. Daha önce giysilerimle hiç bu kadar çok zaman geçirdiğimi hatırlamıyorum. Evde çamaşır makinesi olması büyük lüksmüş. Kıymetini bilin lütfen. Herhalde giysilerimi kirletmemek için elimden geleni yapacağım. Ama sekiz ay bu memleketteyim. Laundry ilk olsa da, son olmayacak belli ki. Burada benden daha uzun yaşayacak olan arkadaşlarımaysa içinde laundry rooma bile yer kalacak, kocaman bir ev diliyorum.
Amerikan filmlerinde görmüşsünüzdür mutlaka. İnsanlar çamaşırlarını dışarıda yıkarlar. Dere kenarında değil tabi, otomatik çamaşır makinelerinin ve kurutucularının olduğu yerlerde. "Laundry" denilen bu iş o kadar uzun sürer ki, orada bir adamla tanışmaya, sohbet etmeye ve aşık olmaya bile vakit olur.Nerede mi? Amerikan filmlerinde.
Ben aşık olmasam, hatta kimseyle tanışmasam da, New York'ta ilk "laundry" maceram ilginç bir deneyimdi. Bir kere üç saat sürdü. Benim çok az giysim olmasına rağmen, birlikte gittiğim arkadaşlarımın 10 makineyi dolduracak kadar giysilerinin olması işi biraz uzattı. Gerçi herhalikarda önce yıkanmasını, sonra kurumasını beklemek gerekiyor. Orada beklememek, ertesi gün gelip almak gibi bir seçenek te var, ancak iki misli ödemek karşılığı. Bir de "nasıl katlıyorlar, temiz bir yere mi koyuyorlar" gibi çekinceleriniz varsa, hiç seçmeyeceğiniz bir seçenek.
"Laundry" nin diğer ilginç tarafıysa külotlarınızı bilimum insanların arasında katlamak, bunu da sanki ömür boyu yapmışsınız gibi vurdumduymaz bir havaya bürünmekti. Yan tarafımda bıyıklı bir adam vardı, ama sürekli telefonda konuştu, bana ve bilimum çamaşırlarıma da baktığını görmedim. Yine de garip hissettim elimde külotlarla.
Burada "laundry" kullanılmasının sebebi halkın çamaşır makinesi almaya parasının yetmemesi değil. Evlerin çoğu bu sistemi kaldırmıyor. Binalar eski, sus teşkilatları eski. (Dünyanın başkenti olabilecek bu şehrin bu kadar eski oluşu çok şaşırtıcı zaten. )Bir binada herkesin aynı anda çamaşır yıkayacak olması sanırım ciddi sorunlar doğurur. Bundan dolayı eve çamaşır makinesi alamıyorsunuz. Durum bu olunca da "laundry" lerde saatler geçiriliyor.Üstüne üstlük ne beyazlar bembeyaz oluyor, ne de çamaşırlar Ayşe Teyze'ninki gibi kokuyor. Güzel kokması için kurutucuya burada kağıt şeklinde satılan parçalardan attım ama hiç bir fonksiyonu olmadı.
Zamanla alışılır belki ama ilk başlarda bana çok zahmetli geldi. Daha önce giysilerimle hiç bu kadar çok zaman geçirdiğimi hatırlamıyorum. Evde çamaşır makinesi olması büyük lüksmüş. Kıymetini bilin lütfen. Herhalde giysilerimi kirletmemek için elimden geleni yapacağım. Ama sekiz ay bu memleketteyim. Laundry ilk olsa da, son olmayacak belli ki. Burada benden daha uzun yaşayacak olan arkadaşlarımaysa içinde laundry rooma bile yer kalacak, kocaman bir ev diliyorum.
İlk Laundry Macerası
Reviewed by Arzu Pınar
on
Ekim 14, 2010
Rating:
7 yorum
gerçekten oralardaki laundry olayının sus sistemlerinin bunu kaldıramayacak olması sebebi ile olduğunu öğrenmek çok şaşırtıcı oldu.
geçmiş olsun diyorum ilk laundry maceran için.
gerçekten bu çamaşır kurutucuları nefret bir şey. makina gibi kokuyorlar çamaşırlar.
Gercekten camasir makinesi inanilmaz bir lüks gibi görünüyor bu durumda... Ben de İngilteredeyken sık sık laundrylere giderdim. Bana kötü gelen ise başkasinin kirli kıyafetlerinden sonra, senin kıyafetlerinin aynı haznede yıkanıyor olmasıydı... Neyseki o titizliği bir yerlerde bıraktım.
Aramiza hos geldiniz :) Ben diyorum Laundry'e gitmek dereye camasira gitmekle hemen hemen ayni. Camasiri hazirla, arabana koy, yerine gore 1 blog git, sira bekle. Hele biz Turkiye'de on yikama yaparken burda 30 dakika yikaninca insanin camasirlarin temiz olduguna inanasi gelmiyor maalesef.
:) hoşbuldum.
Herkesin favori t-shirt, pantalonu vs vardır. Valla Amerika'ya gidince otellerdeki laundry'lerde bu sevdiğim elbiselerimi yıkayıp durdum. Ön yıkama gerektiren birşey varsa onu da 2 kere yıkayarak çözüm buldum.
Su sistemiyle alakasi yok. Oranin kültürü böyle. Sadece New Yorkta yok bu olay
İlginç, en değerli şey zaman orada. Neden saatlerini laundry ile harcamak istesinler?
Yorum Gönder